Earn free bitcoin
MERAKLI KURTCUK - SOSYALPROBLEMLER

23 Temmuz 2015 Perşembe

GÜÇ SİZDE.....







Ülkemizde son günlerde yaşanan bombalama ve gelen şehit haberleriyle terör illetinin bir kez daha  kara bulut gibi üstümüze çöktüğünü görüyoruz.

Bilmem farkındamısınız hem devlet çevreleri hem siyasiler  hemde halk olarak sanırım  bu tür olayları kanıtsamış durumdayız ...Bunu yazdığım için bana kızabilirsiniz. 

Bu tür olaylardan sonra hükümet kanadından siyasetçilerden klasik sözler duyarız. 
- Terörü lanetliyoruz..
- Yapılanlara karşı misliyle karşılık verilecektir.

Daha sonra akşam haberlerinde 3 dakikalık haber ve sonra..Halk olarak bir iki gün konuşup unutuyoruz.Ateş adeta düştüğü yeri yakıyor.Şehit şehit olduğuyla ,aileleri acılarıyla kalıyor.

Peki ya daha sonra...

Toplum olarak biz unutmaya meyilliyiz.Öyle zaman oluyor ki Fatmagül'ün suçunu 1 hafta konuşurken ülkemizde yaşanan bu tür olayları bu kadar konuşmuyoruz. Sosyal medyada asıp keserek güya baş kaldırıyorlar. Dizilerle,internetle ve magazinle uyuşturulan bir toplum meydana geliyor.

Millet olarak aslında birçok şey elimizde bilinçlenelim.Olaylara duyarlı olalım.Tepkimizi aşırıya kaçmadan anayasal haklar üzerinden gösterelim. Yaşadığımız olayları unutmayalım unutturmayalım....






16 Temmuz 2015 Perşembe

BAYRAM NEDİR...











Bayram Yüce Yaradanın bizlere veriği hediyedir.....

Bayram birlikteliktir, vefadır ,saygıdır.....

Bayram ailece bayram kahvaltısında buluşmaktadır...

Bayram şeker, çikolata ve ev baklavasıdır....

Bayram yeni elbise ve ayakkabıdır...

Bayram küçük çocukların kafasına kolonya dökmeye çalışmaktır..

Bayram misafir çocuklarının peşinden koşmaktır...

Bayram akrabalara ve anne ve babanın arkadaşlarına zorla götürülmektir..

Bayram eğer küçüksen bol bol el öpmektir...
.
Bayram eğer çocuksan bol bol şımarmaktır..

Bayram bayram harçlığıdır...

BAYRAM TATİL DEĞİLDİR ..........


BAYRAM TOPLU SMS'LE KUTLANMAZ...






14 Temmuz 2015 Salı

ÇALIŞAN İŞVERENİN KÖLESİ MİDİR ?






Ülkemizde çalışma olanakları diğer gelişmiş olan ülkelere oranla oldukça zor.İşsizlik oranlarının giderek yükseldiği ülkemizde işverenlerin lehine durumlar yaşanıyor. Kurumsal olmayan iş yerlerinde işçiler ağır şartlar altında çalışıyorlar.




İşverenler yanlarında çalışan işçileri yasal çalışma saatleri olan 48 saatten daha fazla  çalıştırılıyor.Çalışanlar bu duruma işten çıkarılma korkusuyla göz yummak zorunda kalıyorlar.Aslında bu durum bizdeki iş ahlakının tam oturmadığının da göstergesidir. Aslında tek başına iş ahlakı da değil eksik yönlerimiz devletin yetersiz denetimi bazı şeylere göz yumması da işverenleri bu ağır şartlarda çalıştırmalarına neden oluyor. Ülkemizde işverenler çalıştırdıkları kişilerin sigortasını aldığı tam rakamdan değil asgari ücretten gösteriyor. Yani işverenler çalışanlarının tam maaşı üzerinden sigorta yapmayarak hem devletten vergi kaçırıyor hemde çalışanlarının GELECEKLERİNDEN ÇALIYOR. Çalışanları emekli olduğunda emekli maaşlarını en düşük seviyeden alacakları işverenlerin pekte umrunda değil. Bundan birkaç sene önce bir gazetede okumuştum Maliye Bakanı Mehmet Şimşek asgari ücretten sigortalı olan kişilerin %45'i aslında daha yüksek maaş alıyor diye açıklamıştı. Peki devlet bunu bildiği halde niye müdahale etmiyor ? Bana göre birinci nedeni devletin iş yerlerine sıkı baskısı sonucu işverenlerin üzerine gelen vergi yükü yüzünden birçok kişi işsiz kalacak ve dolayısıyla işsizlik oranları artacak.Hal böyle olunca piyasa durma -sına neden olacak.Devlet bunun yerine acil bir düzenleme getirerek iş yeri büyüklüğüne göre ve çalışan sayısı çokluğuna göre vergi sistemi düzenlemelidir.

İş yerinde çalışanların bir diğer sıkıntısı ise mobbing patronlar tarafından yapılan baskı ve işten çıkarma ile ilgili tehditler çalışanlarında canından bezdirmeye yetiyor.Çünkü işverenlerde mantık genellikle bana adam mı yok mantığı dışarıda bir çok işsiz gezen insan var biri gider bini gelir düşüncesi ağır basmaktadır. İşverende olsa karşısındaki, çalışanının önce insan olduğunu bilmeli köle olarak görmemeli olduğunu düşünüyorum.

Ülkemizde çalışma şartların iyileştirilmesi gerekli düzenlemelerin yapılmasıyla ne işveren nede çalışanların mağdur edilmeden orta yolun bulunması dileği ile.........

10 Temmuz 2015 Cuma

MAHALLE TEYZELERİ







        Ülkemizde şehirlere mobese kameraların yerleştirilmesi mazisi daha çok yeni sayılır.Aslında bizim ülkemizde bu kameraların görevini üstlenmiş kişiler var. Geçmişten günümüze hiç arıza vermeden görevlerini büyük bir zevkle yaparlar.

Kimler mi?





                                                                                   MAHALLE TEYZELERİ

 Mahalle teyzeleri geçmişten bugüne kadar bizim toplumun ve mahallenin gerçek mobeseleridir :))) bunlarda kendi aralarında çeşitlere ayrılırlar:



Kapı önü mahalle teyzeleri:

 En yaygın mahalle teyzeleri çeşitidir. Kapının önünde oturur gelen geçeni evlere girenleri çıkanları takip ederler.Bunlar birkaç kişilik grup halinde bulunur. Bir demlik çay ve çekirdek eşliğinde güncel dedikoduları konuşur bir taraftan da etrafı keserler. Yüzlerine baktığınızda ilgilenmiyor gibi görünürler.Onlar mahallede yaşayanlar hakkında geniş bilgiye sahiptirler. Mahalledeki evlenme,doğum,cenaze,aldatma,boşanma,vb. konularında güncel bilgi akışları bu teyzelerden başlar.Onlar için mahallenin harici belleği diyebiliriz:)) Kendilerini sürekli update ederler:))) En önemli özellikleri de istihbarat değerlendirmeleri ve istihbarat ağları çok geniştir.

Perde arkası mahalle teyzeleri :

Bu teyzeler  perde arkasında ortalığı gözetler.Onlar kendilerinin görünmediklerini zannedeler ancak  perdenin arkasında etrafı gözetlediklerini bilir. Bu tip teyzeler tek çalıştıkları için pek geniş bilgiye sahip olamazlar.Görüş açısı perde yüzünden daha dardır:)) Bu tip teyzeler dışarıda mazbut görünüp içindeki dedikodu ve merak ateşinin esiri olan teyzelerdir.Gün ortamlarında konuşulanları dinlemez gibi görünüp çaktırmadan kim ne konuşuyor diye dinlemeye çalışan tiplerdir :))))



Pencere mahalle teyzeleri :

 Pencerede durup etrafı seyreden teyze bir diğer mahalle teyzesi modelidir..Bu tip mahalle teyzelerinin sadece göğüs hizasından yukarı kısmı görünür diğer yarısının var olup olmadığı bilinmemektedir:))) Pencereye yer yapmışlardır pencerede teyzeyi kanıtsadığı için kendi parçası gibi görmektedir :)))) Pencere teyzesinin aksesuar olarak minder kullanır.Minderi pencerede kolunu koyduğu yere koyar ki kolu acımasın. Yoldan geçenlere selam verme bahanesiyle ağız aramayı ustalıkla gerçekleştirir. Duyduğu son dakika dedikodularını yoldan geçen tanıklara anlatmak bu tip teyzelerin görevi haline gelmiştir:))))









3 Temmuz 2015 Cuma

ŞAAABAAAN ! - NEEEEE





 Türkiye'nin yetiştirdiği en büyük ustalardandı  Kemal Sunal. Kendine has tarzını sinema seyircisinin beynine kazıdı.

Onu genelde Şaban adıyla tanıdık saflığının altında kendine has zekasıyla ön plana çıktı.Oynadığı rollerde toplumdaki çarpıklığı komedi diliyle anlattı,Muhalif kişiliğini insanlara hep komediyle gösterdi beyaz perdede.

Hiç konuşmadan bile insanları güldüre biliyordu.Bu Allah vergisi yeteneği okadar güzel kullanıyordu ki insanlar onu gördüğünde bile gülmekten kendini alamıyordu. Halka hep yakın halkın içinde yaşayan bir sanatçıydı.

Sanıyorum bir daha böyle bir sanatçı ülkemizde yetişmez..

Saygı ve sevgiyle anıyorum.....





2 Temmuz 2015 Perşembe

KARA LEKE ( SİVAS KATLİAMI )

         






         2 Temmuz 1993 tarihinde olan Sivas olayları ülke tarihimizin kara lekelerinden biridir. Olaya genel hatlarıyla bakarsak cehaletin, hoşgörü yoksunluğunun,halk olarak yönlendirmeye ne kadar musait olduğunun göstergesidir.

           Kişilere değinmek o suçluydu bu tahrik etmişti ; demek hiç bir şeyi geri getirmez. Bana göre o günkü toplumun sosyo-kültürel yapısıyla ilgili bir olay bu..

          Toplumumuz maalesef okumayı araştırmayı maalesef pek sevmez.Üşenir okumaya çünkü kahvede,kafede,veya misafirlikte her hangi bir konuyu yarım yamalak bilen birinden duymak daha çok işine gelir. Bir başkasına söylerken de kendinden kattığı fikirlerle beyan eder. Konu sonunda aksa kara olur ve bir kesim bunu kara bilir kaynağını araştırmaz.

        Din kisvesi altında Madımak otelini taşlayan ve sonradan yakanlar kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim demiyor mu ? Bir insanı öldüren tüm insanlığı öldürmüş gibidir diye ... 

        Provokatörlerin oyununa gelen bir takım bu kara lekeyi ülkemize sürdüler. İnşallah bu tür olaylar ülkemizde yaşanmaz.Artık başkalarının oyununa gelmemeyi öğrenmiş oluruz.Başkalarının planlarına alet olmamak için okumayı araştırmayı başkalarının fikirlerine saygılı olmayı toplumca öğrenmeliyiz.

Unutmayın!

FİKRİ HÜR VİCDANI HÜR  bir millet olacaktık biz........
Related Posts with Thumbnails