Earn free bitcoin
MERAKLI KURTCUK - SOSYALPROBLEMLER

8 Mart 2019 Cuma

DÜNYA KLASİKLERİ - SİNDİRELLA (uyarlama)








Efendim ,

        Bir varmış bir yokmuş.Evvel zaman içinde kalbur saman içinde pireler berber iken develer tellal iken ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken  zamanın birinde Sindirella adında güzel bir kız varmış.

        Sindirella ve sgk emeklisi babası toki konutlarında bir evde yaşiyorlarmış. Sindirella'nın annesi küçükken vefat etmiş. O gün bu gündür babasıyla mutlu bir hayat yaşıyorlarmış. Babası bekar yaşamaktan bıkıp Sindirella'ya evleneceğini söylemiş. Sindirella istemese de bu karar karşı çıkamamış.Merakına yenik düşerek sormuş..

- Sindirella : Baba kiminle evleneceksin ?

- Baba : Şu aşşağıdaki konutlarda Neriman hanım var. Uzun süredir konuşuyoruz. Hem onunda kocası vefat etmiş iki kızıyla yaşıyorlar kardeş kardeş geçinir gidersiniz.


     Çaresiz kabul etmiş Sindirella. Babası evlenmiş Neriman hanımla iki kızı,Sindirella ve babası birlikte yaşamaya başlamışlar.Üvey annesi Sindirellaya çok kötü davranmaya başlamış. Sindirella  olanları anlatsa da babası kızına inanmıyormuş. Babası ev nüfusunun artması sebebiyle onları geçindirmek için bir işe girmiş.Pazarlama yapıyormuş.Günlerden bir gün babası pazarlama yapmaya bir iki haftalığına şehir dışına çıkmış. Bunu fırsat bilen üvey anne Sindirella'ya yapmadığını bırakmıyormuş.Evi temizletiyor,hakaret ediyor ve bütün gün çalıştırıyormuş.

     Bir gün Krallar holdingin veliahtı bir parti vereceğini tüm şehirde ve sosyal medyada duyurmuş tüm genç kızlar bu partiye davetliymiş.Bunu duyan Neriman'ın kızları heveslenmiş hemen hazırlıklara başlamışlar. Sindirella  katılmak istiyormuş ama bunu üvey annesine söylediğinde partiye katılmasına izin vermemiş.

     Parti akşamı Neriman ve kızları ve hazırlanıp partiye gitmişler Sindirella evde yalnız kalmış. Üzgün üzgün evde otururken bir peri belirivermiş.

Sindirella korkarak :

- Töbe Estağfirullah sizde kimsiniz. Beni korkutuyorsunuz kuzum..

Peri:

- Korkma ben iyilik perisiyim sen partiye gitmek istiyormusun hacı sen onu söyle.

Sindirella :

- Evet gitmek istiyorum.

Peri :

- Tamam o zaman bana oyuncak araba bul. Seni o partiye göndereceğim.Ancak gece yarısından önce evde olmalısın yoksa sihir bozulur.

Sindirella

- Tamam işte araba ne yapacaksan yap biran evvel partiye gideyim.

      Peri oyuncak arabaya sihirli değneğiyle dokunur son model bir arabaya dönüşür.  Sindirella partiye gider arabasını valeye verir içeri girer . İçeri girdiğinde salona bakıyor ortam yanıyor. Krallar holdingin veliahtı Sindirella'yı görüyor ve dansa kaldırıyor.Dans eğlence falan derken gece o saat 12ye yaklaştığını fark eden Sindirella koşarak uzaklaşırken merdivende ayakkabısını düşürüyor ve panikle uzaklaşıyor.

      Sindirellanın hızla uzaklaşmasına şaşıran Krallar Holdingin veliahtı ayakkabının sahibi kızdan çok hoşlandığı için adamlarına bütün şehri dolaşın ve bu ayakkabının sahibini bulmalarını emrediyor. Bütün şehri dolaşan adamlar Sindirella'nın evşne geliyor adamları gören Neriman hemen kızlarına denetiyor ayakkabı olmuyor bir türlü bu arada tuvaletleri temizleyen Sindirella çıkıp geliyor.Adamlar ayakkabıyı Sindirella'ya uyduğunu görünce holdinge kadar kendileriyle gelmelerini istiyorlar. Kral Holdingin veliahtı Sindirellayı hemen gözlerinden tanıyor ve Çırağan'da büyük bir düğünle evleniyorlar.

                       Sindirella parayı bulmuş mutlu mutlu yaşamaya başlıyor.......





16 Ocak 2019 Çarşamba

DÜNYA KLASİKLERİ - PİNOKYO'NUN SUÇU NE ? (UYARLAMA)








Efendim ,

        Bir varmış bir yokmuş.Evvel zaman içinde kalbur saman içinde pireler berber iken develer tellal iken ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken  zamanın birinde Gepetto usta  varmış.

         Gepetto usta bir kasabada oyuncak yapıp satarak geçimini sağlayan Bağ-Kur emeklisiymiş. Eşi yıllar önce vefat etmiş. Hiç çocukları olmamış. Zaman zaman evlenmek istemiş hatta Esra Erol'un evlendirme programına bile katılmış.Tabi üstünde yeteri mal varlığı olmadığı için evlenecek bir kadın bulamamış. Boş zamanlarını oyuncak yaparak ve kahvede okey atarak geçiriyormuş.

        Günlerden bir gün ormanda oyuncak yapmak için malzeme ararken bir bakmış yerde güzel bir kütük ;

- Hmmm!! Ne güzel bir kütük bu kütükten ancak erkek bir kukla olur nede olsa ikiside kütük (eşimin söylemi)


      Kütüğü küçük dükkanına getirmiş. Başlamış yontmaya yonttukça kütükten sesler geliyormuş...

- ahh.., offf..,ellleme.., nnnn.., hoop..

Gepetto usta kütükten çok güzel bir erkek oyuncak yapmış. Arkasını dönmüş el aletlerini yerlerine yerleştirirken arkadan bir ses gelmiş..

- Pşşşt . Selamun  Aleyküm

 diye bir ses duyup dödüğünde tahta oyuncağın konuştuğunu fark etmiş.Şaşırmış olsa da tahta oyuncağın konuştuğuna çok sevinmiş..

Tahta oyuncağa  dönerek ...

- Ve Aleyküm Selam oğul... Ben Gepetto usta seni ben yaptım.

- Tanıştığımıza memnun .oldum usta.

- Senin adın ne ?

- Benim hiç adım olmadı ki amca... Hiç gün yüzü görmedim ben. Babam yandı annemi keresteci Coşkun kesti götürdü benden..

- O zaman senin adın Pinokyo olsun.

     Gel zaman git zaman Gepetto usta ve birbirlerini sevmişler . Baba oğul geçinip gitmişler Pinokyo cahil kalmasın diye Gepetto usta okula göndermeye karar vermiş. Ancak Gepetto ustanın defter kalem alacak parası dahi yokmuş.Paltosunu satarak parasını Pinokyo'nun eline vermiş..

- Bununla defter kalem alırsın okula ondan sonra gidersin ..

     Pinokyo evden çıkmış neşe içinde ilerlerken kalabalık bir mekan görmüş:bakmış insanlar çay içip oyun oynuyor ve çok mutlular. Dalmış içeri bir masa okeye dördüncü arıyormuş.Başlamış okey oynamaya hep kazanıyormuş. Bakmış kahvehane sahibi Pinokyo hep kazanıyor bana çalışsın diye esir almış. Pinokyo kumara başlamış.Kahvehaneciye çalışıyormuş. Çok pişmanmış o sırada iyilik perisi gelmiş...

-Pişman olduğunu biliyorum seni bu hayattan çekip alacağım paranı da sana vereceğim.Doğru okula..

    Pinokyo kurtulmanın sevinci ile okula doğru yürümeye başlamış. Islık çal çala giderken karşısına Tilki Necati ve arkadaşı Kedi Kerem çıkmış. Tilki Necati..

- Nereye gidiyorsun böyle neşeli neşeli diye sormuş. Pinokyo;

- Defter kalem alacağım sonrada okula gideceğim. Tilki Necati ;

-  Boşver okulu okula gidip ne yapacaksın çok para kazanmak istermisin ? Pinokyo ;

- İsterim abi istemezmiyim hiç para kazanarak garip çilekeş babamı bu hayattan koparıp alacağım..

Tilki Necati hemen tezgahı kurdu.

- Şu köprüyü görüyormusun o benim köprüm her geçen at arabasından para alıyorum.İstersen satabilirim sana. Pinokyo'nun gözleri parlamış .

- Al bu parayı sat bu köprüyü . Tilki Necati ;

- Bu kadar paraya olmaz ama seni sevdim.Hayrını gör.

   Köprüyü satan Tilki Necati ve arkadaşı hemen oradan uzaklaşır. Pinokyo hata yaptığını anlamıştır. Pişman pişman oturuyorken iyilik perisi gelmiş ve Pinokyo'nun ne yaptığını biliyordu. Pinokyo'ya sordu ne oldu paran nerede diye sordu. Pinokyo ,

- Şeyy.. Ben bir şey yapmadım. Pinokyo'nun burnu uzamaya başlamış.

   Bunun üzerine peri doğruyu söyle yoksa burnun uzamaya devam edecek. Peri parayıda geri almış sihirle. Pinokyo olanları anlatmış. Şimdi paranı al ve doğru okuluna git demiş.

     Pinokyo tekrar yollara düşmüş okuluna giderken elinden kurtulduğu kahvehaneci Pinokyo'yu görmüş.

     Pinokyo'yu yakalamak için peşinden koşmuş. Pinokyo denize atlamış. Bakmış denizde yüzerken bir anda etrafı kararmış . Büyük balina Pinokyo'yu yutmuş ve balığın midesinde yaşamaya başlamış. Gepetto eve dönmeyen oğlunu merak etmiş her yeri aramış. Balıkçı barınağının orada oğlunun denize düştüğünü söylemişler.Bir balıkçı kayığını oğlunu bulması için Gepetto'ya vermiş. Açığa doğru kürek çeken Gepetto'yu da balina yutmuş. Karanlıkta kalan Gepetto usta etrafanı bakarken pinokyoyu görmüş birbirlerine sarılmışlar . O sırada iyilik perisi çıka gelmiş.

                    Gepetto ustayı ve Pinokyo'yu kurtarmış.Birlikte mutlu mutlu yaşamışlar.....
               
               







4 Ocak 2019 Cuma

DÜNYA KALSİKLERİ - PAMUK PRENSES VE 7 CÜCELER (COVER)

     



        Efendim ,

        Bir varmış bir yokmuş.Evvel zaman içinde kalbur saman içinde pireler berber iken develer tellal iken ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken  zamanın birinde Pamuk prenses yaşarmış.


        Pamuk prenses Beykoz'da bir villada üvey annesiyle ve babasıyla yaşıyormuş. Öz annesi pamuk prensesi dünyaya getirdikten hemen sonra vefat etmiş. Vasiyeti üzerine hem beyaz tenli oluşu hemde babasının Adana'lı bir pamuk tüccarı olduğu için ismini Pamuk koymuşlar. Babası bir süre bekar yaşadıktan sonra çevrenin telkinleriyle evlenmiş. Evin tek çocuğu olduğu için ona Pamuk prenses diye hitap ediyorlarmış.

       Pamuk prenses  Beykoz'daki villalarında ara sırada Nişantaşı mağazalarından alışveriş yaparak geçiriyormuş. Vaktinin çoğunu apple laptopundan veya iphone telefonundan instagramına girerek no filter resimler atarak geçiriyormuş. Google'da (intetnet aleminde varmı benden daha güzeli ) yazarak arama yapıyor çıkan sonuçlara bakarak kendinden başka güzel olmadığını görüyordu. Üvey annesi Pamuk prensesin bu yaptığını duymuş kendisi de pamuk prensese çaktırmadan google'da arama yapmaya  başlamış. google hep aynı sonucu veriyormuş görsellerin en başında Pamuk prensesin no filter resimleri çıkıyordu. Üvey annesi bu duruma sinirlenip Pamuk prensesi öldürtmek için kiralık katil tutmaya karar vermiş. arayışların sonunda üvey anne kiralık katille anlaşmış. Üvey annesi kiralık katilden kanıtta istiyormuş.

Üvey anne :

- Pamuk prensesi kalbini getirirsen sana paranın diğer yarısını veririm.

Kiralık katil :

- Çok şey istiyorsun hem cesedi ortadan kaldırıcam  hemde kalbini çıkaracam kabul etmiyorum sadece sana kanlı elbisesini getirebilirim. Yıllar sonra kendimi Müge Anlı'da ceset ararken bulmayayım.. demiş.

Üvey anne :

- Tamam anlaştık.

     Anlaşmaların ardından kiralık katil pamuk prensesle tanışmış.Pamuk prensesle muhabbeti kurmuş zamanla. Bir gün kiralık katil Pamuk prensesle sohbetlerinde :

Kiralık katil :

- Yarın sabah Belgrad ormanlarına gidelim yürüyüş yapar sonrada kahvaltıya gideriz demiş.

Pamuk prenses :

- Tabi gidelim bana da değişiklik olur. Demiş..


 Ertesi sabah..

      Kiralık katil Pamuk prensesi alıp Belgrad ormanlarına gitmişler. Kiralık katilin niyeti pamuk prensesi öldürmekmiş.Kiralık katil zamanla tanıdığı Pamuk prensese kıyamamış.Pamuk prensese olan biteni anlatmış. Elbisesinden bir parça alıp elini kesip kan bulaştırmış.

Kiralık katil :

- Hemen ormanın derinliklerine doğru git ve ortadan kaybol . Seni kimse bulamasın demiş bir süre no filter resim atma internete diyede eklemiş...


      Pamuk prenses Belgrad ormanlarının derinliklerine doğru yürümüş yürümüş yürümüş.. Bir eve rastlamış villa gibi bir ev ama normalden daha küçük buraya bunlar bu imarı nasıl almış ? Diye düşünmüş. Kapısını zorlayınca evin kapısının acık olduğunu fark ederek içeri girmiş.Bakmış yemek masası normalden küçük yedi sandalye yedi tabak görmüş.Etraf dağınıkmış. Yemek yapmış kombiyi çalıştırmış.Evi toplamış yorulmuş.Yatak odasına çıkmış yatakların üzerine uzanmış ve uyumuş. Akşam 7 tane cüce evlerine gelince Pamuk prensesi görmüşler.Ve uyansın diye pamuk prensesi dürtmüşler.

Öfkeli :

- Kalk kız ne işin var bizim evimizde kombiyi de açmışsın doğal gaz kaç para haberin var mı ? diye söylenmiş.

Bilgin :

- Kötü davranma kıza belli ki kaybolmuş .

     Pamuk prenses durumu anlatmış yedi cüceye cüceler acımış haline ve beraber kalmaya razı olmuşlar. ilk gece yemeklerini yemişler sohbet etmişler.Fakat sorun varmış yatakların hepsine Pamuk prenses ancak sığıyormuş.O yüzden cücelerin hepsi salonda yerde yatmışlar. Yedi cüceler kereste işi yapıyorlarmış Rusya'dan tomruk getirip kereste haline getirip çeşitli yerlere mobilya yapanlara satıyorlarmış durumları gayet iyiymiş. Bu durumdan memnun olmayan öfkeli...

Öfkeli :

- Bizim Ramazan abiye Pamuk prenses için yatak yaptıralım alacak karşılığı her gün böle yerde yatamayız.

    Gel zaman git zaman cüceler ve Pamuk prenses beraber yaşamaya başlamışlar zamanla alışmışlar.Pamuk prenses zaman geçtikçe sıkılmış ve yeniden instagram'a facebook'a no filter resimler atmaya tekrar başlamış.Atmakla kalmamış yer bildirimi de yapmış. Üvey annesi de google'da  (internet aleminde var mı benden  ) diye arama yapmış ve çok şaşırmış.Pamuk prensesin no filter resimleri ilk sıralarda çıkmaya başlamış.Ve sinirden deliye dönmüş. Hemen kıyafet değiştirip hemen Pamuk prensesin yanın gitmiş.Elinde kurabiyeler Pamuk prensesin kapısına gitmiş. Kapıyı çalmış pamuk Prenses kapıyı açmış.

Pamuk prenses :

- Kim o

Üvey anne :

- Ben komşunuz kurabiye yaptım size de getirdim.

Pamuk prenses :

- Teşekkür ederim.Çok naziksiniz.

Üvey anne :

- Tadına bakın lütfen nasıl olmuş.

Pamuk prenses :

- Tabi. Hımmm çok güzel olmuş.

       Pamuk prenses kurabiyenin tadına bakmış ve oracıkta bayılmış. Bayılan Pamuk prensesi evlerine geldiğinde gören cüceler çok üzülmüşler. Ona camdan bir yatak yapmışlar ve oraya yatırmışlar. Her gün cücelerden biri başında beklemiş.

        Günlerden bir gün  zengin bir ailenin playboy oğlu gelmiş. Hem zengin hemde yakışıklıymış tamda prensesin istediği gibi.Gelen zengin ve yakışıklı playboy Pamuk prensesin güzelliği karşısında donmuş kalmış. Eğilerek Pamuk prensesi öpmüş .Öpmesinin akabinde Pamuk prenses uyanmış ve playboyun beyaz ferrarisine atlayıp uzaklaşmışlar.

                                   Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine.......












.

30 Aralık 2018 Pazar

DÜNYA KLASİKLERİ - TÜRKİYE'DEKİ KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ ..









     Efendim ,

    Bir varmış bir yokmuş.Evvel zaman içinde kalbur saman içinde pireler berber iken develer tellal iken ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken  KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ varmış.... Kırmızı başlıklı kız dünyanın en güzel ülkesi TÜRKİYE'DE yaşarmış...

     Kızımız orta halli bir ailenin tek kızıymış.Babası memur annesi ev hanımı iki göz bir evde yaşayan mutlu bir aileymiş.Babası kızına üniversitede arkadaşlarına özenmesin diye borçla harçla iyi bir marka mont almış. Bu mont şıklığıyla kırmızı şapkasıyla kızımızın çok hoşuna gitmiş. Sürekli bunu giydiği için etrafındakiler kırmızı başlıklı kız  demeye başlamışlardı..

     Günlerden bir gün.....

Annesi kırmızı baslıklı kıza seslenmiş...

    - Kıızımmm şu hazırladığım çorbayı ve meyveleri anneannene götürürmüsün ? Birde giderken dedenin maaşını da çek kadın parasız kalmasın.. Giderken ormanlık alanı kullanma sakın hiç tekin bulmuyorum orayı.Aklım sende kalmasın...

Kırmızı başlıklı kız...

- Tamam anne.Giyinip çıkıyorum...

      Anneanne tek başına yaşayan vefat eden kocasının emekli maaşı ile geçinen bir kadındı. Borçları yüzünden kendi oturdukları evi satmış toparlanınca da Toki'lere yazılmış şimdide Toki'de oturuyordu. Toki'lere biraz şehir dışında ormanlık bir alandan geçerek gidiliyordu.


      Kırmızı başlıklı kız yola hazırlanıp çıkmış; önce dedesinin maaşını çekerek hemen otobüse atlamış anneannesine yola çıkmıştı. Puslu olan hava yerini hafif hafif yağmura bırakmaya başlamıştı. Hem yağmurun hemde devlet büyükleri şehirde olması sebebi ile için trafik felç olmuştu . Kırmızı başlıklı kız adım adım ilerleyen trafikte otobüsle ormanlık alanın etrafından dolaşmaktansa ormanlık alanın başında  inip ormanlık alandan yürüyerek geçmeyi düşünmüştü.






     Öylede yaptı....

     Ormanlık alandaki patika yoldan ilerlerken yağan yağmurun etkisiyle buram buram kokan toprak kokusu adeta büyülüyordu. Kırmızı başlıklı kız yolda ilerlerken gördüğü  güzel çiçeklerden koparıp anneannesine götürmek istedi. O sırada patika yoldan biraz sapmıştı ki... Karşına elinde bali torbasıyla  bir genç adam çıkmıştı. Ürktü ister istemez ancak metanetini korumaya çalıştı. Yalnız adamın üstüne doğru hamlesiyle geriye doğru çekilince ayağı taşa takılıp düştü.O anda montun cebindeki atmden çektiği paralar göründü. Adamın gözleri parladı.Ancak adam kızın anneannesine gittiğini biliyordu daha önce farkedilmeden takip etmişti kırmızı başlıklı kızı... Niyeti belliydi hem kırmızı başlıklı kızı taciz edecek hemde paraları alacaktı.Kırmızı başlıklı kız can havliyle bağırdı. Patika yoldan geçen orta yaşlı babacan bir adam sesin geldiği yere doğru koştu.Panikleyen balici ortadan kayboldu.Kırmızı başlıklı kızın yanına gelen adam onu yerden kaldırdı ve ona neler olduğunu sordu. Olanların hepsini açıkça anlatamadı tacize uğrayacaktım diyemedi çünkü bu ülkede tacize uğrayan kadınların çoğu taciz edildiğini yakınları ve çevreleriyle paylaşmazlardı. Korkarlardı etrafın lafından sözünden kanunlarda çok koruyucu değildi. Yapan yaptığıyla kalıyor olan tacize uğrayana dayağı yiyene oluyordu.. Yardım eden babacan adam anneannesinin üst komşusuydu..


      Ormanlık alanda kaybolan balici daha önce takip ettiği kırmızı başlıklı kızın anneannesinin evine yöneldi.Gidip kapıyı çalacaktı ki kapı hafif aralıktı.Anneanne yaşlı olduğu için kapıyı tam kapatamamıştı. içeri sessizce giren balici ananeyi kolaylıkla etkisiz hale getirdi.Onun ellerini ayaklarını sandalyeye bağladı. Ağzını da mutfaktan bulduğu bez parçası ile kapatmıştı. Kapıyı aralık bırakıp kırmızı başlıklı kızı beklemeye başladı.

       Kırmızı başlıklı ve anneannesinin komşusu apartmana geldiler ve kırmızı başlıklı kız ananesinin kapısının açık olduğunu görüp seslenerek içeri daldı bu esnada balici kırmızı başlıklı kızın üstüne çullandı.Bu esnada kırmızı başlıklı kız hem çığlık atıyor hemde yardım istiyordu. Anne annesinin komşusu sesleri duymuş elinde sopayla aşağıya hızla inmiş ve baliciye vurup bayıltmıştı.Kırmızı baslıklı kız hemen yerden kalkıp anneannesini bağlı olduğu yerden çözdü.. Birbirlerine sarıldılar.Çok korkmuşlardı.Ancak ikiside iyi ve sağlıklıydılar.Komşularına teşekkur edip polise balciyi telim ettiler...

 
 ve mutlu son.......






23 Ağustos 2017 Çarşamba

Neden Bir Su Pınarı Kullanmalısınız?






Buzdolabını açtığınızda dışı buğulanmış pet su şişeleri görmek istemiyorsanız, içtiğiniz suyun sıcaklığını kontrol edebilmek ve hem hijyenik, hem de pratik bir şekilde su içmek istiyorsanız, bir su pınarı kullanmanın zamanı gelmiş demektir. Sanılanın aksine, su pınarları ofislere özgü cihazlar değiller. Evde de rahatlıkla kullanılabiliyorlar, aynı benim yaptığım gibi. Plastik bir pompaya basarak su doldurmaktan sıkıldıysanız ve o plastik pompaların kanserojen maddeler içerdiğini biliyorsanız, sizin de su sebili kullanmanız gerekiyor. Pratik, hijyenik, sağlıklı ve lezzetli: Suyunuz tüm bu özellikleri taşımalı.
Ne yazık ki, piyasadaki su sebillerinin çoğunun üretim kalitesi son derece düşük. Çoğu, maliyeti düşürmek için plastik hazneler ve bölmeler kullanıyor. Bu tarz su sebillerinden uzak durun, zira damacana sulara kıyasla hiçbir faydaları bulunmuyor. Hatta daha sağlıksız oldukları bile söylenebilir, zira plastik bölmeler kısa süre içinde kireç tutup suyun lezzetini değiştiriyor. Yeni su sebili mevzuatına uygun, paslanmaz çelikten imal edilmiş hazne ve bölmelere sahip sebiller tercih etmelisiniz: Uğur Soğutma tarafından üretilen USP 20 D, tüm bu özellikleri taşıyor.
                                                        
Tek avantajı bu değil elbette, USP 20 D üç musluğa sahip. Bu durum zannettiğinizden daha önemli, zira sıcak ve soğuk su musluklarına ek olarak normal su musluğu bulundurması, hava sıcaklığı uygunsa suyu doğal sıcaklığında içmenizi sağlıyor. Sıcak/soğuk musluklarla oynayarak ideal su sıcaklığını yakalamaya çalışan (ve başaramayan) herkes, bu özelliği takdir edecektir. Soğuk su bölmesi saatte 5 litre, sıcak su bölmesi ise saatte 2 litre su kapasitesine sahip, yani en kalabalık ailelerin (veya ofislerin) bile ihtiyacını rahatlıkla karşılayabiliyor. Suyu 5 dereceye kadar soğutabilen, 85 dereceye kadar da ısıtabilen USP 20 D, tüm standart damacanalar ile uyumlu. Alt kısmında da kapalı bir muhafaza alanı bulunuyor: Benim yaptığım gibi, yedek damacanayı burada depolayabilirsiniz. Yaklaşık bir aydan beri kullandığım USP 20 D, tüm beklentilerini karşıladı ve uygun bir fiyata son derece kaliteli bir su sebili sahibi olmamı sağladı. Gönül rahatlığı ile tavsiye ettiğim bu modeli https://satis.ugur.com.tr/item/usp-20-d/100017 adresinden peşin fiyatına 12 taksitle satın alabilirsiniz. 
                                             
Bir boomads advertorial içeriğidir.
Related Posts with Thumbnails